7 Temmuz 2009 Salı

Mind the Gap


En başta eğlenceli ve komik gelsede, tüm gün geçerli bilete sahip olmanın avantajı olarak sabahtan beri oraya buraya giderken Londra Metro'sunu kullanmanın yan etkisi olarak artık: - Mind the gap please, - Stand clear of the doors please, - This train is about to leave the platform (bunun "please"'i eksik) - You can transfer to ...... lines, vb tüm duyurulardan ve sonu gelmeyen aktarmalardan nefret ediyorum. Gözünü seveyim bizim İstanbul Metrosu'nun. Başı sonu belli, bir istasyona 5 giriş - çıkış, 4 aktarma noktası koyan zihniyeti kesinlikle kınıyorum!

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Ramen


Her 100 gramda,

Enerji: 555kl/132kcal
Protein: 2,9gr
Karbonhidrat: 19,6gr
Şeker: 2,1gr
Yağ: 4,7g
Lif: 1gr
Sodyum: ,19gr
Tuz: 0.48gr

böyle tok tutan bir şahanelik, hem de 1£!!!

İlk Gün

Uzun, uzun zamandır başka yollardan gelip görmeye çalıştığım Londra'ya sonunda dün AGH sonucunda varabildim. İyi mi olacak kötü mü zaman gösterecek diyorum ve hemen bundan sonra adet olacağı sürece günün özetine geçiyorum.

Hayatımda ilk defa bindiğim bir uçak vakinde hatta planlanan süreden önce geldi ve bu şekilde iyi bir başlangıç yaptım diye sevinirken pasaport kontrolünde gerilmenin sınrılarını zorlamam sonucunda tüm neşe yokuldu.

Uçaktan inildiği gibi kocaman bir kontrol noktasının arkasında oturan onlarca memur memure ordusu karşıladı bizi, vır vır bir konuşma aynı anda sorulan onlarca soru, sürekli şakırdayan mühür damga sesleri derken girdik Rest of the World sırasından yerimize. Güleryüzlü ve gayet kibar bir memur düştü şansımıza, işler iyi başlayacak sanırım derken bir de ne çıksın arkadaş İskoç. Şu dünyada sadece İskoçları anlayamıyorum ve bana sorduğu her soru karşısında anlamadım, bir daha diye cevap vermem sonucunda "la havle" durumu oluşsa da gene de saygıyı elden bırakmadı arkadaş ama bu süreç bizim konuşma süremizi uzattığı için diğermeraklı gözler bizim üzerimizde. Tuz biber olarak bir anda, "Ama efendim sizin sağlık kontrolüne girip ondan sonra tekrardan buraya gelmeniz gerek" dedi memur ve hemen akabinde bir ton form doldurmaya onu bunu şuursuzca damgalamaya başladı. Ben de bu işler ardından kuzu kuzu sıradan geri geri gitmeye sağlık kontrolüne doğru yönelmeye başladım tabi daha da artan şüpheli bakışların arasında. Son şahanelik aynı memurun koşarak üstüme gelmesi ile oldu... Ama sonradan ortaya çıkan duruma göre, Türk vatandaşları için gerekli olmayan sağlık kontrolü konusunda memur bir hata yapmış ve bunu düzeltmek artı özür dilemek için koşarak yanıma gelmiş. Milyonlarca kez özür dinledikten sonra gerekli olan tek damga basılıyor ve "Hoşgeldiniz"

Bagajları aldıktan sonra varış salonuna gelinip "arkadaşın" beni beklediği alana yöneliyorum ve bir anda flaşlar patlıyor gene millet bana bakıyor :) Sevdim ben burayı!